Skip to content

Sosyal Medyada AIDA Modeli

Sosyal Medyada AIDA Modeli

Attention/Awarenss (Dikkat)

Interest (İlgi)

Desire (İstek)

Action (Eylem)

Yukarıdan aşağıya AIDA!



Sosyal Medyada AIDA Modeli
Sosyal Medyada AIDA Modeli

AIDA modeli, 1898 yılında Elmo Lewis tarafından geliştirilen reklamların işleyiş sürecini anlatan modellerden biridir. Yukarıda da görüldüğü üzere modelin adı, satın alma kararının verilmesi sürecinde birbirini takip eden basamakların baş harflerinin arka arkaya sıralanmasıyla oluşturulur.

AIDA modeli, reklamcılık ve pazarlamada hedef kitlenin bir ürün ya da markayı farkına vardığı andan o ürünü denediği veya satın aldığı ana kadar yaşadığı süreci adım adım inceler.

AIDA Modeli İncelenmesi

AIDA Modeli İncelenmesi
AIDA Modeli İncelenmesi

Asıl eylem (action) yani diğer bir tabirle satın alma, AIDA modelinin son basamağıdır. Bu süreçte ilk halkayı tüketicinin dikkatini çekme (attention/awarenss) oluşturur. Fark edilen bu ürünün bireyin ilgisini çekmesi (interest) durumunda satın alma isteğinin (desire) ortaya çıktığı görülmektedir. Tüm bu süreci yaşayan tüketici, asıl eyleme (action) dönerek satın alma işlemini gerçekleştirir.

Özetle AIDA modeli, bir reklam veya pazarlama iletişimi mesajının marka seçiminde tüketicileri nasıl etkilediğini açıklıyor. Belirli bir ihtiyacı olan tüketicileri hedefleyerek onları yakalayabilecek çerçevenin nasıl geliştirilmesi gerektiğini özetliyor.

Tüketiciyi “Yakalamak”

Tüketiciyi “Yakalamak”
Tüketiciyi “Yakalamak”

Dünya üzerinde en kalabalık nüfusa sahip ve dijital dünyada en fazla bilgiye sahip kitle olan Y kuşağı; sosyal medya reklamcılığına giderek daha da duyarlı hale gelmeye başladı. Bunun nedeni Y kuşağının alışverişlerinde, bir ürünü satın almadan önce mutlaka daha önceden tecrübe edinmiş birinden –mümkünse arkadaşlarından– etkileniyor olmaları.

AIDA modelini huni gibi düşünmek gerekir: Dikkatini çektiğiniz her bireyin ilgisini çekemezsiniz; aynı şekilde ilgisini çektiğiniz her bireyin isteğini uyandıramaz; isteğini uyandırdığınız her bireyin de satın alma gerçekleştirmesini sağlayamazsınız. Başından sonuna azalan bir kitleniz olacağının bilincinde olmalısınız.

Tüketiciyi “Yakalamak”
Tüketiciyi “Yakalamak”

Reklamcılıkta yapılan tüm iletişimlerin merkezinde müşteri varken; pazarlamada amaç bir bakıma bu müşteriyi ikna etmekten ibarettir. Müşteriyi ikna etmek için önce etkilememiz, sonra da iletişime geçmemiz gerekir haliyle. Bu sebeple sosyal medyada ürünü henüz denememiş ya da sadece reklamlarından marka ve ürün hakkında bilgi edinmiş Y kuşağı bireylerinde markaya güven oluşması için ailesinden, arkadaşlarından ya da güvendiği kişilerin bir nevi “kefilliğine” ihtiyaç duyuyorlar. Bu kişiler öneriler ve fikirler sunan, tüketiciler üzerinde marka ile ilgili olumlu imaj yaratmada ve onları etkilemede etkin rol oynayan ve markanın dahili ve harici ortamlarında bir ara yüzü olan marka elçileridir. Kimi zaman kurum çalışanları, kimi zaman marka tatmini yaşayan tüketiciler, kimi zaman da belirli bir ücret karşılaştığı markanın yüzü olan toplum tarafından sevilen ünlü kişiler (influencer) olabilmektedirler.

Tüketiciyi “Yakalamak”
Tüketiciyi “Yakalamak”

Markaların reklam vermek için kullandıkları bir diğer platform da “Benchmark” siteleridir. Sosyal medya kullanıcılarının marka ürününe muadil örnek teşkil edebilecek başka markalarla karşılaştırma yorumlarında bulundukları benchmark sitelerinde firmalar çoğunlukla sponsorluk sağlayarak ücreti karşılığında sitede markanın olumlu yorumlarını yazdırarak çevrim içi reklamlarını yaptırabilirler.

Özetle reklam bilgi vermek, hatırlatmak ve ikna etmek amacıyla yapılır. AIDA‘ya göre reklam ve aslında her türlü pazarlama iletişim aracında taşınan mesaj “dikkat çekici” olmalı, tüketicide “ilgi” uyandırmalı, “satın alma isteği” yaratmalı ve bu istek “eyleme geçirmeli“dir.