Skip to content

Dijital Pazarlama ve Siyasi Seçimler

Dijital Pazarlama ve Siyasi Seçimler

SEÇİM KAZANDIRAN YÖNTEM DİJİTALDİR
EN SEVDİĞİM TATLI KAZANDİBİDİR

Dijital Pazarlamanın Siyasi Seçimler Üzerindeki Etkisi

Bir önceki yazımızda; Günümüzde son derece değerlenmiş olan 21. Yüzyılın Petrolü: Big Data’dan bahsetmiştik. Büyük Veri’ye bağlı algoritmalar hayatımıza yön vermeye çoktan başladı bile. Mesela buyurun hep beraber Amerika’nın son başkan seçimlerini şöyle bir hatırlayalım.

Hillary Clinton, Donald Trump’tan neredeyse iki kat daha fazla bütçeye sahipti. Clinton’ın ekibi daha önce defalarca birçok kampanya kazanmış tecrübeli kadrosuyla hazırlanırken diğer yanda Trump pasif bir ekiple beraberdi. Çalışma alanı ve tanınmışlık da tabii Trump aleyhineydi. Bütün bunları birleştirdiğinde kamuoyu yoklamaları Clinton cevabını veriyordu. Peki ne oldu, nasıl oldu da Trump bu aradaki dağları aştı?

Cevap dijitalde saklı. Donald Trump dijital medyayı çok daha etkili kullanarak farkı kapatmayı başardı. Clinton ve ekibi TV reklamlarına aylarca milyonlar dökerken Trump hiçbir şey yapmadı. 2016 kampanyasında öne çıkan bir kampanya şefi dahi yoktu ama o süreçte dijital kampanyaları yöneten bir isim dikkatleri çekti, stratejisiyle tüm seçim kampanyasını şekillendiren: Brad Parscale.

Amerikan başkanlık seçimlerine efsane kampanya şefleri yön verir. Bütün kampanyadan sorumlu bu isimler bazen adayın bile önüne geçer. Karl Rove mesela, George W. Bush’a rağmen ona başkanlığı kazandıran kampanya şefi olarak tarihe geçti. David Plouffe da Obama’ya iki seçimi açık arayla kazandıran kampanya şefi olarak anılıyor. Trump da tüm kampanyasını bu isme, adı sanı duyulmamış birine devretmiş durumdaydı.

Parscale’in açıklamalarına göre çalışmalara Trump’ın başkan adayı olmasına 1,5 yıl kala başlamışlar. Clinton’ın uzman ekibi geniş geniş kendi dijital kampanyasını geliştirirken, Trump’ın tecrübesiz dijital kampanya direktörü Parscale, zaman ve bütçe yetersizliğinden dolayı tüm işi Facebook, Twitter, Instagram ve YouTube gibi sosyal medya algoritmasına bıraktı. Kampanyanın bundan sonrasını ise bu devasa şirketlerin elindeki büyük veri (big data) devraldı. Bazen bir gün içinde aynı mesajın yüzlerce versiyonunu piyasaya sürüyorlardı. En başarılı olan reklam, istenilen eyalette, istenilen yaş grubuna istenilen dozda; yani doğru stratejiyle uygun hedef kitleye gidiyor ve bilinçaltını ele geçiriyordu.

Bütün bu başkanlık mücadelesinin sonunda kimin galip geldiğini biliyorsunuz…

Öyleyse Ne Yapacağız?

Elimizi çabuk tutup dijitale yöneleceğiz elbette. 2018’in Türkiye’sinde etrafımızda durmadan büyüyüp gelişen bu teknolojiye kayıtsız kalamayız. Donald Trump’ın başkanlığı tam anlamıyla bir başarı hikayesi ve başrol dijital pazarlamaya ait. Farkına varmamız gereken bir gerçek daha var ki o da şu: Seçim çalışmaları artık meydanlarda değil dijital mecralarda yapılıyor! Dolayısıyla önümüzdeki seçimlerde geçmişte başarıya ulaştırmış bu kampanya yöntemini örnek alarak; alanında uzmanlaşmış kadrosuyla size yol arkadaşı olabilecek bir ekiple ipi göğüsleyebilirsiniz. Yani bizimle 🙂

Bize ulaşın!